24 Nisan 2012 Salı

Olan biten neyse oldugu gibi ...

Bunaltıcı kalabalık içerisinde gözlerin içerisine dimdik bakıyorum sadist bir röntgenci gibi , iğreniyorum zorlukları yaratanlardan ...Yatağımdan kalkmak istemiyorum şarabım bitene kadar devam sonra bira ama dur bir dakika senin bir statün yok mu dostum ? Hani o hayranlık uyandıran insan olma arzuların sıkıcı ilişkilerde laf ebelikleriyle eğlencenin dozunu kendine göre ayarladığın zamanlar hissettiklerinin bir önemi yok mu ? Becermek istiyorum bu fena halde kıstırılmış ruhları , çözümsüzlükten geberircesine nefes almaktan bıkmıyor piç kuruları ... Kafamın iyi olması dışında umursamıyorum diğerlerini tam olarak şu anda , onların da benimle ilgilendiklerini sanmıyorum zaten tüm bir ruhun sıradışı olma denemelerinde kaçıncı tekrar çekim bu  muamma ama biraz daha yaklaşıyor gibi herşey ...Külliyen yalan olsa da sevgilerin uzaklaştığı zar zor dakikalara iliştirilmiş kısa konuşmalardan ibaret kardeşlikler, aşklar ve arkadaşlıklar...Hani ortak heyecanı yaşadığımız maceralar .Anlatmak istediğim ne bilmiyorum , aşkı mı , eğlenceyi mi yoksa klişe dramları mı anlatmayı arzuluyorum ? Umursamazlığın doruklarında , kendimi dinlemeyi istiyorum ve beğenilmese de yazdıklarım , çaldıklarım , konuştuklarım ve hatta hissettiklerim mutluyum sadece tek eksik yumuşak ellerden akan sıcak kakao tadındaki o şefkat.Bunu şu an tenimde hissetmeyi istiyorum dostum testosteronun bana yaptığı bir kıyak işte ... 

Yazılanların edebi bir değeri yok , hatta hiçbir şekilde önemi yok hissedilenler bunlar , olan biten neyse olduğu gibi ... Yalın , samimi ve naifçe tadılan duyguların ortaya karışmış , sokaklara düşmüş yalnızlık hali bunlar ... 

C.B.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder