31 Mart 2012 Cumartesi

Kendimize işkence etmek için kullanmak isteyeceğimiz bir şey hep bulunur sanırım. Hipodromda başkalarının hislerini paylaşırsın; o ümitsiz karanlığı, pes edip vazgeçmenin kolaylığını. Bahisçilerin dünyası gerçek dünyanın makul ölçülere indirgenmiş şeklidir; hayatın ölümle sürtüşmesi ve kaybetmesidir. Sonuçta kimse kazanmaz. Geciktirmektir tek isteğimiz, o göz kamaştırıcı ışıktan gözlerimizi bir an için kaçırmak. Allah kahretsin, amaçsızlık üzerine düşünürken sigaramın yanık ucu parmağıma çarptı. Bu da beni uyandırıp Sartre havasından çıkardı. Mizah gerek bize, kahkaha gerek. Eskiden daha çok gülerdim, herşeyi daha çok yapardım. Yazmak hariç. Artık yazıyorum, yazıyorum ve yazıyorum.   


    Charles Bukowski 
İnsanlar hafızalarda bıraktıkları anıları kadar değerlidir. Ayaklarımızın altındaki bu eski şehir, çıktığımız yokuşlar, nefes nefese yaşadığımız ,iliklerimizde hissettiğimiz sevgi vaat edilen tüm o hayalleri yakınlaştırıyor ruhumuza.Sensizliğin dayanılmaz şizofren zamanlarında her gece sızdığım bu kırmızı koltukta kaybolan gözyaşları ve umutların arasında yaşıyorum. Saf aşkı yazıyorum , yeryüzünde bulunmasını arzu ettiğim o nadir sevgiler bu sayfada hayat bulacak.


Odanın köşesinde unutulmuş sana aldığım kitabın ilk sayfası gözlerimde , günlerdir unutulmuş bir ayıraç gibi ruhum o kitabın sayfaları arasında.Umutsuzluk , acı çekmek dert değil de kim bilebilirdi ki hayatımı renklendiren kahkahalarının gözlerimin önünde tüm gece oynayan bir korku filmi halini alacağını.
Tanıdık sokaklar, değişmiş insanlar, beni karşılayan anılar yürek ısıtan buruk bir duygu...
Yalnızlık ucuz pansiyon odalarında , modası geçmiş sarhoşlukla kucaklaşmış eski bir dost yeniden.Yorgun gemicinin avuçlarındaki yosunlu kürek gibi kalbim , patavatsız, gülünç ve acımasız zaman.
Karanlık sokaklarda ağzı bozuk dostlarla buluşma vakti yeniden, küfürbaz ,ateşli kavgaların ortasında kalbimizdeki ateşi ne kadar olduğu umrumuzda değil dindirebildiği kadar dindirmesi için çarpışacağız.Hiç şüphesiz büyümüzü kaybedeceğiz günün birinde. 


C.B. 

29 Mart 2012 Perşembe

Modern insan, kendi hapishanesinde ,kendi egosuyla enteresan günler geçirirken, yalnızlığın ruhuma anormal bir takma isim gibi yapıştığını düşünüyorum.Onunla mutlu olmadığım bariz ama öyle şeyler görüyorum ki , ışıl ışıl duygular , berrak yüzler ve aşkın direnişi.Toprağın canlılığı ayaklarımda hissediliyor     
ve aklıma takılan tek şey şu anda bu ruhun adandığı tek yaratığın bu topraklar üzerindeki en umursamaz dişi olduğu gerçeği ... Bedenim soğuduğunda tüm değerini yitirdiğinde mi bitecek bu eziyet bilemiyorum.


Aşksızlığın yarattığı özlem çılgın bir buluş , kendi gerçekliğimi sorguladım , anlam veremediğim davranışlarımı ... Kabulleniyorum ki arada bir hayvani iç güdülerle yaşıyorum bu içgüdüler genellikle cinsellik içermekte sevgili dostlar.Şaşırtıcı olmadı bu sizin için ama bende sizin politikanızı ve girdiğiniz o aşağılık cinsel ilişkilerinizi sevmiyorum.


Vahşilik , sınırsızlık ve son olarak bağlılık ya da bağsızlık mı demeliyim. 
Sadakatin esareti toplumun genç erkeklerinin sırtında ağır bir yük kesinlikle, büyük delilik tüm yaşanılanlar çok büyük bir devinim.Şu anda gezegende aynı anda kaç insan birbirinden hoşlanıyor , kaçı orgazmın doruklarında uçuyor ve kaçı sevdiği kadınla sevgisine sahip çıkarak ona sarılıyor ? 
Gözlerdeki sıcaklık , tenlerin dokunuşunun verdiği huzur ve tarif edilemez o narin öpüşler kaç genç erkeği çıldırttı ve vahşiliğin kucağından koparıp aldı bilinmez ama bu kendini adama bilinci içerisinde evrenin ve o tuhaf çekimin kutsallığına inanarak uçulan o masmavi hayallerle dolu gökyüzü , yalnız ve naif ruhlar için  kutsal bir yolculuk sayılabilir. Aşksızlığın yarattığı o çıldırtan duyguları gözardı etmeyin, sizler onları yaşayarak bu kutsal yolculuğun değerini kavradınız , aylarca günlerce yalnızca kendinizle insanların arasında yaşadınız onların yozluklarına tanık oldunuz ve sorguladınız olanı biteni .İşte o zarif yaratıktan bahsederken gülümsüyorsunuz , Lennon size şarkılar söylüyor , dans ediyorsunuz hissediyorsunuz saplantısız huzurlu ve en önemlisi yozluklardan uzak kendinize özgü yaşıyorsunuz ... 


C.B.

27 Mart 2012 Salı


Hayalkırıklığı usulca sokulurken yanımıza hissetmeyiz yaptığımız hataları, 
Boşuna fedakarlıkları ...
Sonunda ise bazıları o öyküde yaşamaya devam eder bazıları yollarını ayırır 
Yeni kahramanlarla yollarına devam ederler ... 
Aynı öyküde kalmayı seçen ve benimle devam etmeyenlere ... 


C.B.